BeBeKLi NuR SiTeSi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BeBeKLi NuR SiTeSi

Bir BeBeK KaDaR MaSuM
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Cuma Haz. 04, 2010 12:47 am
Ptsi Şub. 02, 2009 2:00 pm
Ptsi Şub. 02, 2009 12:53 pm
Paz Şub. 01, 2009 5:08 pm
Paz Şub. 01, 2009 2:37 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:46 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:44 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:41 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 5:38 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 11:59 am
Cuma Ocak 30, 2009 1:19 pm
Cuma Ocak 30, 2009 10:47 am
Perş. Ocak 29, 2009 11:39 pm
Perş. Ocak 29, 2009 6:39 pm
Perş. Ocak 29, 2009 5:04 pm
Perş. Ocak 29, 2009 4:59 pm
Perş. Ocak 29, 2009 4:25 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:42 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:36 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:34 pm

 

 Sırat-ı müstakim ve insan hakları savunuculuğu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ToMuRCuK
Admin
Admin
ToMuRCuK


Mesaj Sayısı : 154
Yaş : 54

Sırat-ı müstakim ve insan hakları savunuculuğu Empty
MesajKonu: Sırat-ı müstakim ve insan hakları savunuculuğu   Sırat-ı müstakim ve insan hakları savunuculuğu Icon_minitimePtsi Ocak 19, 2009 12:02 pm

Said Nursî, gerek eski Said döneminde gerekse yeni Said döneminde Kur’an, sünnet ve aklı esas alarak hayatını şekillendirmiş ve mücadelesini bu ölçüler çerçevesinde yapmıştır. Küçük yaşta iken tevhid-i kıble yaparak siyasi, sosyal meseleleri analiz etmiş ve bu sorunlara Kur’anı Kerim’den tespit ettiği ayetleri zamanın ihtiyaçlarını gözönünde bulundurarak, sünnet, akıl ve mantık ölçüleriyle yorumlayarak çözüm üretmeye çalışmıştır. Tıpkı bir tıp doktoru gibi dönemin ihtiyaç ve hastalıklarını Kur’an eczanesinden hazırlamış olduğu reçetelerle izale etmeye çalışmıştır.

Metodolojik yönüyle Nursi'nin, diğer İslam alimlerinden farklılaştığını söylemek mümkündür. Nursi, ayeti ayetle tefsir etme metodunu tercih etmiş fakat fani ömrü bu metoda uygun bir tefsirin hazırlanmasına yetmemiştir. İşte Nursi farklı bir metod kullanarak yazmış olduğu İşarat-ul İ’caz eserinde Fatiha süresinde geçen sırat-ı müstakim kavramını diğer müfessirlerden farklı bir yaklaşımla analiz ederek anlamaya çalışmıştır.

Her mümin insanın arzuladığı bu yolu yani sırat-ı müstakimi Nursi; şecaat, iffet ve hikmetin meczinden ve hülasasından hasıl olan adl ve adalete işaret olduğunu söylemiştir.

Şöyle ki; Tağayyur (değişim), inkılap ve felaketlere maruz ve muhtaç şu insan bedeninde iskan edilen ruhun yaşayabilmesi için üç kuvvet ihdas edilmiştir. Bu kuvvetlerin; birincisi; menfaatleri celb ve cezb için kuvve-i şeheviye-i behimiye, ikincisi; zararlı şeyleri def için kuvve-i gadabiye, üçüncüsü, nef ve zararı, iyi ve kötüyü birbirinden ayırt etmek için kuvve-i akliye. Lakin insandaki bu kuvvetlere şeriatça bir had ve bir nihayet tayin edilmiş ise de fıtraten tayin edilmemiş olduğundan, bu kuvvetlerin her birisi tefrit (aşırı geri), vasat ve ifrat (aşırı ileri) namıyla üç mertebeye ayrılırlar.” İnsan fıtratında had çekilmemiş ama şeriatça had çekilmiş bu üç duygunun tefrit, vasat ve ifrat mertebelerini Nursi şöyle formüle etmiştir:

1. Duygu: Kuvve-i şeheviye: Arzulama, isteme duygusu. Bu duygunun üç mertebesi vardı.
a) Tefrit mertebesi, humud (ne helal ne harama şehvet hissi duymamaktır)
b) İfrat mertebesi, fücur (helal-haram tanımamak)tır.
c) Vasat mertebesi ise, iffet (helaline şehveti var, harama olmamak)tır. Bu duygu hayatın her alanında (yemek, içmek, uyku, konuşma vb) kendini gösterebilir.

2-Kuvve-i gadabiye: Savunma, muhafaza etme duygusu
a) Tefrit mertebesi, cebanet (korkulmayan şeylerden dahi korkar).
b) İfrat mertebesi, tehevvür (ne maddi ne de manevi hiçbir şeyden korkmaz). Bütün istibdatlar, tahakkümler zulümler bu mertebenin mahsülüdür.
c) Vasat mertebesi ise, şecaattır (hukuku diniye ve dünyeviyesi için canını feda eder. Meşru olmayan şeylere karışmaz).

3-Kuvve-i akliye : İyi ve kötüyü birbirinden ayıracak ölçü
a) Tefrit mertebesi, gabavet (herşeyden habersiz)tir.
b) İfratı, cerbezedir, (hakkı batıl, batılı hak gösterecek kadar aldatıcı bir zeka).
c) Vasat mertebesi ise, hikmettir. (hakkı hak bilir, ona imtisal eder, batılı batıl bilir, ondan içtinap eder)” diyerek kuvve-i akliyenin vasat mertebesi olan hikmeti, diğer ilahi ferman olan “Kendisine hikmet verilen kimseye gerçekten çok hayır verilmiştir”.

Nursi, bu dokuz mertebeden altısının zulüm, üçünün de adl ve adalet olduğunu söyler. Sırat-ı müstakim kavramına bu tarz bir yaklaşım, Müslümanlar için kendi haklarını savunmaları noktasında oldukça anlamlıdır. İslam dünyasında yaygın anlayıştan farklı olarak sözkonusu kavrama getirmiş olduğu açılım, insan hakları aktivistlerinin öncelikli olarak kimlerin olması gerektiği tespitini yapmıştır.

Nursi’nin insanı sırat-ı müstakimde olduğunu tespit edebilmesi için kullanmış olduğu ölçülerden birinin secaat olmuş olması ve secaatı, hukuku diniye ve dünyeviyesi için canını feda etmek şeklinde tanımlamış olması anlamlı olduğu kadar o dönemdeki yerleşmiş, geleneksel din anlayışıyla da pek uyuşamadığını söylemek mümkündür. Çünkü, İslam tarihinde asr-ı saadetten sonra baş gösteren sorgusuz itaatlar, hakları ihlal boyutuna varan anlayış zamanla İslam dinin bir gereğiymiş gibi algılanmış ve bu algılama üstünden dönemin hükümdarları birçok zülüm ve haksızlıklar yaptıkları gibi dönemin tebası veya yurttaşları tarafından da bu muamaleler makul karşılanmıştır.

Bu kayıtsız itaatı öneren din anlayışı toplum tarafından öyle bir içselleştirilmiş ki hakkını arayan, hakkının gasp edilmesini sindiremeyen erdemli insanlara terörist, anarşist ve bölücü damgası vurulmaktan kaçınmamışlardır ve ne yazık ki dünyanın köy haline geldiği bu bilgi çağında yaşayan birçok müslümanın anlayışını halen değişmemiş olması da onlar adına üzüntü vericidir.

Nursi, “padişah ne zaman peygamber efendimize ittiba ederse o zaman halifedir. Aksi takdirde zulmedenler padişah da olsa hayduttur” diyerek yöneticilerin eşitliğe dayalı bir adaleti tesis etmedikleri müddetce mümin bir insanın onlara tabi olma zorunluluğu olmadığı gibi eşitliğe dayalı bir adaletin tesisi içinde mücadele edilmesi gerektiğini vurgular. Nursi, insanların hayatlarının muhafazası için Allah'tan insanlara bahşedilen kuvve-i gadabiyenin ölçülü bir şekilde kullanılmaması halinde, hayatı çekilmez hale getireceğini, hayatın bir anlam kazanması için insana fıtraten sınır konulmadan verilen bu duyguya şeriatın bir had ve sınırın koyduğunu söylemiştir.

İslam toplumunda hak arama bilincinin gereği gibi gelişmemesi, şüphesiz ulema-i su tabir edilen kişilerin sözlerinin topluma din gibi telkin edilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Said Nursî, “hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Onun için söylediğim her sözü mihenge vurduktan sonra eğer altın çıkarsa kalbe girmesine izin veriniz” veciz sözüyle insanları uyarmakta hak ve hakikatin araştırılmasında çok dikkatli davranılması gerektiğini belirtmiştir.

İnsanlık tarihinde, her dönemde insanlığın faydasını ön planda tutarak gayret ve çaba sarf eden nitelikli azınlığın varlığı insanlık adına önemli bir kazançtır. Bu nitelikli azınlığın, dönemin tüm zorluk ve meşakkatlerine rağmen bu erdemli mücadeleden vazgeçmediklerini görmekteyiz. İnsanlık ve İslam tarihinde, tarihin şahitlik ettiği bu nitelikli azınlığa mensup kişilerin, başta bütün peygamberler ve onların yollarını takip eden müceddidler, alimler, filozofların bir kısmı ve diğer meslek gruplarına mensup aydınların olduğunu görmekteyiz. Bu nitelikli azınlık her şart ve zeminde hak ve adalet namına bedenleri hapsedilerek işkencelere maruz bırakılmış olsa da, ruhlarını özgür bir şekilde kullanarak mücadelelerine devam ederek tarihin beyaz sayfalarına isimlerini yazdırabilmişlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://bebeklinursitesi.hareketforum.com
 
Sırat-ı müstakim ve insan hakları savunuculuğu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ey zevk ve lezzete mübtela insan!
» İnsan-ı Kâmil İsmine Lâyık Bir Şahs-ı Manevînin Azalarıyız

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BeBeKLi NuR SiTeSi :: Kardeşliğin Nurlu Paylaşımları :: Nurlu Muhammed (a.s.v) Ümmeti Haberleri-
Buraya geçin:  
nursungurnur@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin Tomurcuk & Administrator
©PhPBB
Yetkinforum.com | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar