BeBeKLi NuR SiTeSi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BeBeKLi NuR SiTeSi

Bir BeBeK KaDaR MaSuM
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap
EN SON PAYLAŞILAN KONULAR
Konu Yazan GöndermeTarihi
Cuma Haz. 04, 2010 12:47 am
Ptsi Şub. 02, 2009 2:00 pm
Ptsi Şub. 02, 2009 12:53 pm
Paz Şub. 01, 2009 5:08 pm
Paz Şub. 01, 2009 2:37 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:46 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:44 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 6:41 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 5:38 pm
C.tesi Ocak 31, 2009 11:59 am
Cuma Ocak 30, 2009 1:19 pm
Cuma Ocak 30, 2009 10:47 am
Perş. Ocak 29, 2009 11:39 pm
Perş. Ocak 29, 2009 6:39 pm
Perş. Ocak 29, 2009 5:04 pm
Perş. Ocak 29, 2009 4:59 pm
Perş. Ocak 29, 2009 4:25 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:42 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:36 pm
Perş. Ocak 29, 2009 12:34 pm

 

 Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
ToMuRCuK
Admin
Admin
ToMuRCuK


Mesaj Sayısı : 154
Yaş : 54

Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler Empty
MesajKonu: Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler   Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler Icon_minitimeÇarş. Ocak 28, 2009 5:58 pm

Cumhuriyet Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırma, bu acı gerçeği gözler önüne seriyor. “Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler” konulu araştırmada, internet kafelere gidenlerin yüzde 43’ünün “chat” yaptığı, yüzde 26’sının değişik bilgisayar oyunları oynadığı, yüzde 7’sinin film izlediği, yüzde 19’unun internet ortamında gezindiği ortaya çıktı. Chat yapanların ise, yüzde 36’sı arkadaş bulmak, yüzde 14’ü flört, yüzde 34’ü sıradan konuları konuşmak, yüzde 6’sı da cinsellik amaçlı...

İnternet kafelerde, internete oyun oynamak amacıyla girenlerin yüzde 54,5’i şiddet içeren oyunları oynarken, yüzde 22’si zekâ oyunlarını tercih etmekte. Sporla ilgili oyunları oynayanların oranı ise yüzde 19. Şiddet muhtevalı oyun oynayanlara, sıradan bir öldürme olayı “çekici” gelmemekte; parçalayarak, acı çektirerek öldürme oyunları tercih edilmekte.

İnternet kafelerdeki üçüncü etkinlik olan internet gezintisinde ise, en fazla dikkati çeken siteler, müstehcen siteler. Gezgincilerin yüzde 24’ü oyun, yüzde 23’ü kültür-sanat, yüzde 20’si müstehcen siteleri ziyaret ederken, eğitim amaçlı sitelere girenlerin oranı ise yüzde 4.

Bilginin paylaşımı ve iletişimi konusunda, yeni ufuklar açan internet, yerinde kullanılmadığı durumlarda tehlikeli bir silaha dönüşmekte; bazıları için tutku düzeyini aşan internet, uyuşturucu bağımlılığı etkisini göstermektedir.

Son yıllarda hızla çoğalan internet kafelerde, mevzuat ve denetim eksikliğinden dolayı belli bir standart oluşturulamadığından, söz konusu işletmeler modern bir tesisten çok, olabildiğince sağlıksız koşulların hüküm sürdüğü mekânlar olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bir annenin feryadı

İnternet kültürümüz, bilgimiz yok diye de teknolojinin bu nimetini kötüleyemeyiz, göz ardı edemeyiz. Bunun zararını, faydasını öğrenip, faydalı hale getirmeliyiz. Bugün bilgisayar asrındayız, bunsuz yapamayacağımıza göre gerekli tedbirleri almak zorundayız.

Sadece biz değil, gelişmiş Batı’da da bilgisayar-internet alışkanlığı, eğitimcileri tedirgin etmeye başladı. Avrupa’da, sivil toplum örgütleri, gençleri adeta esir alan bilgisayar tutkusuna karşı kampanyalar düzenliyor. Almanya’da düzenlenen “Benim bilgisayarım yok, ama bir sürü arkadaşım var!” kampanyasındaki slogan dikkat çekici.

Evinde kendine ait bir bilgisayarı olup da bütün gününü ekran başında geçiren gençler kolay arkadaş edinemiyorlar. Zamanla asosyal ve problemli bireyler haline geliyorlar. Bilgisayar oyunu, internet gezintileri, çocukları, gençleri sosyal hayattan giderek koparıyor. Bilgisayar-internet kültürüne yabancı olduğumuz için, birçok ekonomik, sosyal sıkıntılara sebep oluyor. Gazetelere kadar intikal ediyor bu olumsuzluklar.

Bu olumsuzluklara bakıp, bilgisayarı kaldırmak yerine, olumsuzlukları ortadan kaldırmak gerekir; bunun için de gençlerimizi bilinçlendirmemiz gerekiyor. Böyle yapmazsak faturası ağır olur. İşte size bilinçsiz bir kullanıcının sebep olduğu olay.

Zavallı bir anne feryat ediyor:

“Oğlumuz internetin faydalarını anlattığında her şey kulağa hoş geliyordu, ta ki internetin tutsağı haline gelene kadar! Telefonumuz, gelen yüklü telefon faturaları ve kendi imkânlarımızla ödenmesi mümkün olmayan borçlar nedeniyle kesildi.

Bu arada bilgisayar bozuldu. Eğer tamir ettirmezsek oğlumuz bu alışkanlıktan kurtulur, diye düşünüp çok sevinmiştik, ama boşuna sevinmişiz. İnternet kafeler geç saatlere kadar açıkmış. Oralara gittiği ilk gün eve gece ikide geldi. İnternetin başına oturduğunda zaman mefhumunu unutuyor, paralar da suyunu çekiyor, para dayanmıyor.

Böylece bir yıl geçti. Biz çok üstüne gitmedik, ara ara uyardık, ama oğlumuz sarhoş gibiydi, etkilenmiyordu. Sonunda iflas ettik. Para bulamayınca bizden habersiz babasının iş arkadaşlarından para almaya başladı. Borçlarımızı ödeyebilmek için varımızı yoğumuzu satılığa çıkardık. Bize verdiği zararlar, yararlarını çoktan aştı.

22-23 yaş insan hayatının en üretken dönemidir. Bu olaydan sonra oğlumun okul hayatı söndü. İş hayatı yok, çalışmıyor. Gençlik en güzel çağını bu aletin başında geçiriyor. Bu imkân, nasıl faydalı hale getirilebilir, bunun için kurum ve kuruluşlar neler yapabilir? Yetkili kuruluşlar buna bir çare bulmak zorunda…”

Ölçü kaçırıldığında daha başka yan tesirleri de çıkıyor internetin... Bunları da magazin yazarı Aykut Işıklar’ın kaleminden özetleyelim:

“İnternet iyi güzel de, gezgin olmayı tadında bırakmak gerekiyor. Açıkçası bağımlısı olmanın pek çok zararı var. Önce eşinizle aranızı bozabiliyor. Son zamanlarda pek çok hanım, eşinin kendisinden daha çok, internet ile ilgilenmesinden şikâyetçi. İkinci plana itilmekten, unutulmaktan, ilgisizlikten yana dertliler. Kendisini, eşinin metresi olarak hissedenler bile var.

Bazı arkadaşlarım da, ‘Ne cumartesimiz kaldı, ne pazarımız... Zaten yüzünü zor görürdük, şimdi hiç görmez olduk’ diyor. Doğrusu düşünülmesi gereken toplumsal bir olay. Acaba toplum bilimcilerimiz internet ve aile yaşamı hakkında ciddi bir araştırma yapıyor mu? Ben sadece duyduklarımı iletmekle yetineceğim. İnternet yüzünden eşine daha az zaman ayıran beylerin olduğu kesin.” (Mehmet Oruç, Huzurun Kaynağı Aile, s. 54)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://bebeklinursitesi.hareketforum.com
 
Yeni bağımlılık türü: İnternet kafeler
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İnternet nüfusu 1 milyarı geçti
» Fuhşun en güçlü silahlarından birisi: İnternet
» İnternet Bilişim Suçları Hakkında Yasal Bilgiler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BeBeKLi NuR SiTeSi :: Kardeşliğin Nurlu Paylaşımları :: Serbest Köşe-
Buraya geçin:  
nursungurnur@hotmail.com
Powered by phpBB © phpBB Group
Copyright © 2007 By Admin Tomurcuk & Administrator
©PhPBB
Yetkinforum | Kültür ve sosyete | Güzellik,Ünlüler,Moda | ©phpBB | Bedava yardımlaşma forumu | Suistimalı göstermek | Son tartışmalar